Özgürlük"

23 Temmuz 2010 Cuma 19:30 Gönderen tamarra
Suyun altında, maviyken yani görüşüm, özgür olduğumı hissediyorum. Uçmak gibi bir hissi var, sonsuz ve düşme korkusu olmadan. Ne garip, yükseklikten de bir o kadar korkuyorum. Belki bu yüzden, ne kadar dipten bakarsam dünyaya, yüreğim o kadar ferahlıyor. Uzun bir aradan sonra, Su'yla kavuştuk. Küçükken sahilde annemler benim için "balık kız" derlerdi. Denize bir girdim mi, çıkmak bilmezdim. Parmaklarım buruş buruş olurdu. Sonra Cansu'yla bir takım su oyunları oynardık. Denizin altında oynadığımız oyunlar, tüm herşeyden daha bir eğlenceli gelirdi. Birazcık büyüyünce, açılıp mayolarımızı çıkarmayı öğrendik. Çıplak yüzmeyi yani. Özgürlük o zaman girdi kanıma. Su ile aranda, Su ile Ruh'unun arasında zayıf bir ten var sadece. Kumların üzerinden akıyorsun balıklar gibi. Ağır hareketlerin, yeryüzünde ki telaşın aksine. Dilediğince gez, yetişmen gereken bir yer yok. Nefesinin yettiğince ak, su ol. Bende ki bu dalma tutkusu kulağımdaki problemlere rağmen dizginlenemedi. Hatta annem Kanada'da olmama rağmen, "kulağına dikkat et yüzerken" derken, beni ne kadar iyi tanıdığını bir kez daha gösterdi. Ve tabiki kulağıma dikkat etmedim, dalabildiğim kadar daldım. Lakin her geçen gün arttırdığım sigara sayısı, özgür olduğum saniyeleri kısaltmış. Yine de kendimi zorladım.
Sophia'yla hain planımız, gerçekleşince, bunun aslında terapi olduğunu farkettik. Son enerjimize kadar tükettik Su'yu. Ve en sonunda şöyle dedi " öyle çok yoruldum ki, başka bir şeyi düşünüp üzülecek halim kalmadı." Haklısın dedim ve Teoman'ın şarkısını öğrettim. "yoruldukça kaybolur acılar" Durmadık ama devam ettik. Üzüntülerimiz, dargınlıklarımız, kırıldığımız her eksik söz, her yarım kalmış bakış, "Su" ile beraber şeffaflaştı..
Sonra Su altında, biz zamanlar dostlarla buluştuğum zamanları düşündüm. Özgürlük hissiyatım eksilmemiş lakin bölüşmedikçe özgürlüğü, bencil kalıyor, bireyselleştikçe yeni bencillikler üretiyorsun. Bende bölüşmek için gözümü açtım Su'yun dibinde. Karşımda çekik gözleriyle, ana dili başka bir kız. Yine de oynadık, yine de güldük ve bol bol su yuttuk... Su sefası bitince buruk değil, aksine neşeli bir yorgunlukla uyudum gece. Rüyamda yine hep özgürdüm...
Bir de bu sabah, kahve aldıktan sonra "salam Ecem" diyen bir hintli amca, yürüyordum dargın dargın. Bu resmi gördüm. Resmin adı "dream". Gencecik bir kız çizmiş. Kızın genel olarak çizimleri öyle güzel ki.. İçimden hepsini almak geldi fakat fiyatları sağolsun bakmakla yetindim. Fakat bu resmin, mektup versiyonu sadece 5 $dı ve kendime engel olmadım. Aldım, baş ucuma koydum. Hissiyatımla aynı mavisine,yeşiline baktım. "Su'yun dibi, yerin en yükseğinden bile daha güvenli."

0 Response to "Özgürlük""

Yorum Gönder